Rüçhan Hakkı Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Rüçhan Hakkı Nedir ve Nasıl Uygulanır?

Şirketler, faaliyetlerini büyütmek, sermaye ihtiyaçlarını karşılamak gibi çeşitli amaçlarla çeşitli zamanlarda sermaye artırımı yapabilmektedir. Sermaye artırımı sürecinde mevcut pay sahiplerinin haklarının korunması için onlara yeni çıkarılan payları öncelikli olarak alma hakkı tanınır. Türk Ticaret Kanunu uyarınca tanınan ve “rüçhan hakkı” olarak anılan bu hak, pay sahiplerinin şirketin gelecekteki büyüme potansiyelinden adil bir şekilde faydalanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

I.               Rüçhan Hakkı Nedir?

Rüçhan Hakkı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 461. maddesinde düzenlenmiş olup, anonim şirketlerde mevcut pay sahiplerine, şirketin sermaye artırımı sırasında çıkarılan yeni payları, mevcut payları oranında satın alma önceliği tanıyan bir haktır.

Bu hak sayesinde mevcut pay sahipleri, şirketteki pay oranlarını koruyabilmekte, şirkete yeni yatırımcı girmeden önce öncelikli pay alımı yapabilmekte ve sermaye artırımı sırasında doğan olası bir sulanma etkisini minimize etmektedir. Bu şekilde, pay sahipleri şirketin gelecekteki büyümesinde ve değer artışında kendi pay oranlarında katılma şansına sahip olurlar.

II.             Rüçhan Hakkı Nasıl Kullanılır?

Rüçhan hakkının kullanımına ilişkin sürecin başlaması için öncelikle şirket genel kurulunda sermaye artırımı kararı alınması gerekir.  Hakkın kullanımına ilişkin prosedürün devamı, sermaye artırımı kararının çağrılı bir genel kurulda mı yoksa çağrısız bir genel kurulda mı alındığına göre değişir. Çağrısız toplanan bir genel kurulda tüm pay sahipleri hazır olacağından, rüçhan hakkının kullanımı daha basit bir süreçtir. Ancak bu yazıda prosedürel olarak daha zorlu olan çağrılı genel kurulda alınan sermaye artırımı kararından sonra rüçhan hakkının kullanımından bahsedilecektir. Sermaye artırımı kararının alındığı çağrılı genel kurul sonrasında, Türk Ticaret Kanunu’nun 461. maddesinin 3. fıkrasında belirtildiği üzere, yönetim kurulu yeni pay alma hakkının kullanılabilmesi esaslarını bir karar ile belirler ve bu kararda pay sahiplerine rüçhan haklarının kullanımı için, ilgili yönetim kurulu kararının yayınlanmasından itibaren en az 15 gün süre verir. Yönetim kurulunun rüçhan hakkına dair kararı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi üzerinden ilan edilir ve (şirketin mevzuat uyarınca internet sitesi açma yükümlülüğüne tabi olması halinde) şirketin internet sitesinde de yayınlanır. Bu süre içerisinde pay sahipleri, mevcut payları oranında yeni pay satın alabilecektir.  İlgili süre içerisinde bu haktan yararlanılmaması durumunda, şirketin çıkardığı yeni paylar yeni pay sahipleri lehine tescil edilebilir. Bu durum, bu haktan yararlanmayan pay sahiplerinin paylarının sulanma etkisine maruz kalmasına sebep olabilir.

III.           Rüçhan Hakkına İlişkin Temel İlkeler

Türk Ticaret Kanunu 461. maddesinin 2. fıkrası, pay sahibini koruyan dört ilkeye yer vermektedir:

      i.         Rüçhan hakkı, şirket esas sözleşmesiyle tek taraflı olarak kaldırılamaz veya daraltılamaz.

    ii.         Bu hak, ancak haklı ve makul sebeplerin mevcut olması hâlinde sınırlandırılabilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir.

   iii.         Yeni pay alma hakkının kaldırılması ya da sınırlandırılması, herhangi bir haklı gerekçe olmaksızın; bazı kişilere avantaj sağlamak, bazı pay sahiplerini ise zarara uğratmak amacıyla kullanılamaz. Bu düzenleme ile, pay sahiplerinin aleyhine yapılabilecek grup içi yapısal değişiklikler ve pay oranlarının sulandırılması önlenmek istenmiştir. Ayrıca, eşit işlem ilkesi, hakların dürüstlük kuralına uygun kullanılması ve çoğunluk gücünün ancak haklı sebeplerle sınırlanabileceği prensipleri vurgulanmaktadır.

   iv.         Sermaye artırımında öngörülen ağırlaştırılmış toplantı ve karar nisapları, önleyici bir güvence işlevi görmekte ve azlık pay sahipleri için koruyucu bir hak oluşturmaktadır.

IV.          Rüçhan Hakkının Kısıtlanması ya da Kaldırılması

Her ne kadar temel ilke, rüçhan hakkının kaldırılamayacağı ya da kısıtlanamayacağı yönünde olsa da kanun, (1) ilgili genel kurul toplantısında ağırlaştırılmış nisabın sağlanması ve (2) sınırlama veya kaldırma için haklı sebebin varlığı şartlarının mevcut olması durumunda bir kısıtlama ya da kaldırmaya imkân tanımaktadır.

1.     Genel Kurul Toplantısında Ağırlaştırılmış Nisabın Sağlanması:

Genel kurul, sermaye artırımı kararı alırken, pay sahiplerinin rüçhan haklarını ancak esas sermayenin en az yüzde altmışını temsil eden olumlu oy çoğunluğu ile sınırlandırabilir veya tamamen kaldırabilir. Bu nisap, esas sözleşme ile düşürülemez.

2.     Haklı Sebep: Türk Ticaret Kanunu’nun 461/2. maddesi, bu haklı sebepleri sınırlı sayıda saymamakla birlikte örnekleme yoluyla açıklamaktadır. Kanunda sayılan haklı sebepler arasında; halka arz, işletmelerin veya işletme bölümlerinin ya da iştiraklerin devralınması ve çalışanların şirkete ortak edilmesi yer almaktadır. Bunun yanı sıra, şirketin finansal çıkarlarının korunması, nakit sıkışıklığının giderilmesi ve teknoloji yatırımlarının gerçekleştirilmesi gibi sebepler de uygulamada haklı sebep olarak değerlendirilmektedir.

Fakat, bu şartların varlığı söz konusu olsa bile, rüçhan hakkının sınırlandırılması ve kaldırılmasından hiç kimse haklı görülmeyecek şekilde yararlandırılamaz veya kayba uğratılamaz. Dahası, yönetim kurulu, rüçhan hakkının sınırlandırılmasının veya kaldırılmasının gerekçelerini bir rapor ile açıklamakla yükümlüdür. Bu raporun tescil ve ilanı zorunludur.

V.            Rüçhan Hakkının Devri

Türk Ticaret Kanunu’nun 461.maddesinin 4. fıkrasında “Rüçhan hakkı devredilebilir.” ifadesi ile rüçhan hakkının devredilebilirliği açıkça hüküm altına alınmıştır. Anonim şirketlerde pay sahiplerinin şahsına değil, şirket sermayesine ve malvarlığına değer verilmesi ilkesi sebebiyle pay sahipleri, paylarını istedikleri gibi devretme hakkına sahiptir. Payıyla birlikte rüçhan hakkını da bu ilke gereği serbestçe devredebilecektir.

Rüçhan hakkı, sermaye artırımı kararı verilmeden önce soyut bir nitelikte olup, bu sebeple ancak sermaye artırımı kararı sonrasında paydan bağımsız şekilde devredilebilecektir. Yani bu hakkın paydan bağımsız devri ancak sermaye artırımı kararından sonra mümkündür. Sermaye artırımı kararı öncesinde, (senede bağlanmamış, “çıplak”) payın Türk Borçlar Kanunu madde 183 vd. uyarınca alacağın temliki hükümlerine göre; pay senetlerinin ise Türk Ticaret Kanunu madde 489 ve 490 kapsamında devredilmesi durumunda, soyut rüçhan hakkı da pay veya pay senediyle birlikte devredilmiş olur. Sermaye artırım kararıyla birlikte, rüçhan hakkı, artık pay veya pay senedinden ayrı olarak devredilebilir ve şirkete karşı bağımsız kullanılabilir bir hak haline gelir. Ancak, pay sahibinin tek başına rüçhan hakkını devretmesi, yalnızca rüçhan hakkının kullanım süresi içinde mümkündür.

Rüçhan hakkının pay veya pay senedinden bağımsız olarak devri; alacağın temliki hükümleri (TBK m.184) çerçevesinde veya rüçhan hakkının, kıymetli evrak niteliğindeki kuponlara bağlanması ve bu kuponların devri suretiyle gerçekleşebilir.

Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu’nun 461. maddesinin 5. fıkrasındaki “Şirket, rüçhan hakkı tanıdığı pay sahiplerinin, bu haklarını kullanmalarını, nama yazılı payların devredilmelerinin esas sözleşmeyle sınırlandırılmış olduğunu ileri sürerek engelleyemez.” şeklindeki düzenleme sebebiyle, bağlam hükmü öne sürülerek pay sahibinin rüçhan hakkının kullanılmasının engellenemeyeceği de düzenlenmiştir. Dolayısıyla, nama yazılı payların devrine ilişkin sınırlamalar, rüçhan hakkının kullanılmasına veya devredilmesine engel teşkil etmez.

Kısaca özetlemek gerekirse, rüçhan hakkı, pay sahiplerinin şirket sermaye artırımlarında pay oranlarının korunmasını ve şirketin gelecekteki büyümesine adil bir şekilde katılımını sağlayan temel bir pay sahipliği hakkıdır. Bu hak sayesinde mevcut pay sahipleri, sermaye artırımından doğabilecek sulanma etkisini en aza indirebilir ve şirketteki pay oranlarını koruyabilirler. Türk Ticaret Kanunu, rüçhan hakkının kısıtlanması veya kaldırılması durumunda ağırlaştırılmış nisap, haklı sebep ve eşit işlem ilkesi gibi koruyucu mekanizmalar öngörerek, pay sahiplerinin menfaatlerini güvence altına almıştır. Ayrıca, rüçhan hakkının devredilebilir olması, pay sahipleri açısından esneklik sağlamakta ve hakların piyasada etkin kullanımını kolaylaştırmaktadır. Bu yönleriyle rüçhan hakkı, kurumsal yönetim, sermaye yapısının dengesi ve pay sahipliği haklarının korunması bakımından şirketler için kritik bir öneme sahiptir.

Genel Anlamıyla ABD’de Rüçhan Hakkı: “Preemptive Rights” Nedir?

Teknoloji start-up’larının baskın çoğunluğunun tabi olduğu Delaware General Corporation Law (DGCL) kapsamında, mevcut pay sahiplerine yeni ihraç edilecek payları öncelikli olarak alma imkânı tanıyan hak, “preemptive right” olarak adlandırılmaktadır. Ancak Türk hukukundan farklı olarak, Delaware hukukunda bu hak kanundan doğmaz; önceden tanınmadıkça varsayılmayan bir haktır. DGCL uyarınca, bir şirketin ana sözleşmesinde (certificate of incorporation), iç tüzüğünde (bylaws) veya ilgili başka iç düzenlemeler veya sözleşmelerde açıkça düzenlenmediği sürece, pay sahiplerine preemptive hak tanınmış sayılmaz. ABD’de farklı eyaletlerin şirketler hukukunun birbirinden ayrışabildiğini unutmamak gerekir, ilgili şirketin kurulu ve tabi olduğu eyalet yasaları incelenmelidir. Örneğin California hukukuna tabi şirketlerde bu hak kanundan doğan şekilde mevcuttur, ancak şirket ana sözleşmesi veya diğer iç belgelerinde preemptive right sınırlanabilmektedir.

Preemptive haklar, pay sahiplerinin şirket sermayesindeki oransal paylarını koruyabilmeleri açısından önemlidir. Bu hak, çoğunlukla start-up’lar ve özel şirketlerde, yatırımcıların paylarının sulanmasını/seyrelmesini (dilution) önlemek amacıyla, yatırım sözleşmeleri (Stock Purchase Agreement) veya pay sahipleri sözleşmeleri (Stockholders' Agreement, Investors’ Rights Agreement, vs.) ile sözleşmesel olarak tanımlanır. Yatırımcı, yeni bir sermaye artırımı ya da pay ihracı gerçekleştiğinde, kendi oranında yeni pay alma hakkına bu şekilde sahip olur.

Preemptive hakların tanınması ve kapsamı tamamen sözleşmeye bağlı olduğundan, bu haklara ilişkin düzenlemelerde sıklıkla kullanım süresi, fiyatlandırma, istisna durumlar (örneğin ESOP, halka arz, convertible securities) gibi ayrıntılar yer alır.

Sonuç olarak, ABD şirketlerinde preemptive right, genelde ancak açık bir düzenleme ile doğan, sözleşmesel karakterli bir pay sahipliği hakkıdır. Bu yönüyle, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen rüçhan hakkından hem doğası hem de uygulanma şekli bakımından ayrılır. Bu hakkın var olduğu varsayılmamalı ve Şirketin kuruluş belgeleri ya da yatırımcı sözleşmeleri dikkatle incelenerek hakkın var olup olmadığı tespit edilmelidir.